Seo’da Milyon Dolarlık Rakipler Nasıl Geçilir ?

3
553
seo stratejileri

Seo ile ilgilenen yada yeni başlayan hemen hemen herkesin aklına takılan şu soruyu yanıtlıyorum; Bizden çok büyük rakipleri, Seo’da nasıl geçeriz ?

Kendinize bu soruyu sorabiliyorsanız bir ihtimal vardır. Bu soruyu sormadan ve denemeden “geçemem” diyorsanız zaten baştan havlu atmış olursunuz. Son olarak yaklaşık 2,5 yıldır üzerine çalıştığım kendi projelerimizde ve daha önceki birçok e-ticaret projelerinde edindiğim tecrübelerimi sizlerle paylaşmak istiyorum.

Seo’da Milyon Dolarlık Rakipleri Geçme Stratejileri

1- Odaklanın

odaklanın

Bir seo uzmanı olsanız da bu dünyada elininizi şıkırdatıp 1. sıraya gelemezsiniz. Yapacağınız işe tam olarak odaklanmadan, analiz etmeden başarıya ulaşmak mümkün değil. İşinizi ve rakiplerinizi tanımadan, yeniliklere ve güncellemelere ayak uydurmadan ve en önemlisi bir vizyon edinmeden, milyon dolarlık şirket yönetenlerle ve başarılı seo uzmanlarıyla rekabet edemezsiniz.

2- Rakiplerinizi Analiz Edin

İşletme veya benzer bölümleri okuyanların en iyi bildiği şeylerden biri de SWOT analizidir. Yani güçlü yönler, zayıf yönler, fırsatlar ve tehditler. Sizin de internetteki rakibiniz veya rakipleriniz milyon dolarlık şirketlerse ilk yapmanız gereken şeylerden birisi de swot analizidir. Swot analizi ilk defa duyanlar için karmaşık gelebilir. Aslında elinize bir kağıt kalem alıp rakibinizi ve kendinizi karşılaştırmanızdan ibarettir.

Kağıt üzerinde bu analiz sonuçlarını daha net görerek harekete geçebilirsiniz. Örneğin milyon dolarlık bir rakip için küçük bir analiz yapalım;

Güçlü Yönler : Milyon dolarlık bütçeleri var, ekip sayısı bizden fazla, otoriter bir domainleri var, bizden kat kat fazla trafik alıyorlar.

Zayıf Yönler : Bütçerini küçük firma kadar optimizeli kullanamıyorlar, ekip sayısı fazla olduğu için iletişim-koordinasyon sorunları oluyor ve işler çok ağır ilerliyor, karar verme mekanizması ve harekete geçmek çok uzun sürüyor, aynı site için birçok anahtar kelimede rekabet ettiği için “odaklanma performansı” düşüyor.

Aslında bu iki kriteri göz önüne alırken bizim yazdıklarımız bile durumu özetliyor. Yani rakibimizin güçlü yönlerini görüp, zayıf yönlerini görmezsek baştan havlu atmış oluyoruz. Sadece zayıf yönlerini göz önünde alırsakta, rakibimizi hafife almış oluyoruz. Bizden büyük olan rakibimiz elbette bizden fazla cirolara ulaşacaktır. Bizim bu cirolara ulaşmamız kısa vadede ve küçük bir sermaye ile tabiki mümkün değil. Lakin şirketin kârlılığı oran orantı olarak bakıldığında bizi tatmin edecek, rakibi ise tedirgin edecektir.

3- Anahtar Kelimeleri Test Edin

Seo çalışmasında en önemli kriterlerden birisi de anahtar kelime analizidir. Yanlış hedefe atılan bir ok, tam ortadan da isabet etse hedefi vurmuş sayılmazsınız. Dolayısıyla sadece “rakip bu kelimeye çalışıyor, bende de bu kelimeye çalışayım” mantığı “rakip battığında ben de batayım o zaman” mantığını da peşinden sürüklemektedir.

Uzun zamanlı ve sabırlı bir çalışma yapacaksanız zaten az olan bütçenizi boş yere harcamak istemezsiniz. Bunun için bir anahtar kelimede seo çalışması yapmadan önce mutlaka Google Ads reklamlarını kullanmanızı tavsiye ederim. Hedef anahtar kelimenizde reklam verdiğinizde satışlarınız artıyorsa bu işe başlayın. Satışlarda hiçbir artma yoksa alternatif diğer kelimeleri deneyin.

Bu sayede dönüşüm gerçekleştiren anahtar kelimeleri tespit edebilir, bu kelimeler üzerine uzun soluklu stratejiler üretebilirsiniz. Eğer baştan yanlış kelimeleri seçerseniz, hem vaktinizi hem de bütçenizi boş yere harcayacağınızı bilmelisiniz.

4- Büyük Rakiplerle Dikey Olarak Yarışın

Bu strateji aslında birçok ülkenin askeri olarak kullandığı böl, parçala, yok et savaş stratejisidir. Biz de devasa rakiplerle yarışacaksak onların binlerce ürün ve kategoride her seferinde birinci sıralarda olamayacağını biliriz.

Örneğin n11.com’un birlerce kategorisi ve yüzbinlerce, hatta milyonlarca ürünü var. Her ürün veya her kategori için n11.com’un ilk sırada olması mümkün ancak bu kadar karmaşanın içinde takip edilmesi imkansıza yakın. E-ticaret örneğinden giderken hemen dikey ve yatay e-ticareti kısaca açıklayalım;

Yatay E-ticaret : Bu e-ticaret şeklinde birbirinden bağımsız binlerce, hatta yüzbinlerce ürün veya kategori olabilir. Örneğin n11.com ‘daki elektronik, beyaz eşya, hediyelik ürünler, saat, otomotiv vb. sektörler. Kısaca yatay e-ticaret birden fazla kategoride ve farklı sektörde ürün satışı yapmak.

Dikey E-ticaret : Bir kategoride veya benzer sektörleri içeren kategorilerde ürün satışı yapmaktır. Örneğin sadece hediyelik eşya satan bir web sitesi, sadece kitap satan bir web sitesi, sadece otomotiv yedek parçaları satan bir web sitesi gibi.

Büyük rakiplerle yarışırken işinize yarayacak en önemli strateji aslında bu. Çünkü rakipleriniz tabiri caizse “herşeyci” olduğı için sizin sadece bir veya birkaç ürüne odaklandığınızı google’a kanıtlamanız, başarıyı da peşinden getirecektir.

Bu örneği yaklaşık 2 yıl önce hediyelik eşya satışı yapan bir e-ticaret sitesinde deneyimledik. Üstelik birden fazla kategoride n11.com, gittigidiyor.com ve hepsiburada.com gibi devleri de geçtik.

Bu konuda unutulmaması gereken tek konu, hedef sayfaya çekeceğiniz trafiktir. Eğer yeteri kadar bu kategorilere veya ana sitenize trafik çekemezseniz, kendinizi sürekli bu üç devin altında görürsünüz. (E-ticaret için Amazon.com.tr gibi yeni devler de yolda.)

5- Tek Bir Kelimeye Bağlı Kalmayın

Bu aslında klasik bir seo kuralıdır. Hedef anahtar kelimemizin “spor ayakkabı” olduğunu düşünelim. Böyle bir kelime için backlink inşaası veya site için seo yaparken sadece “spor ayakkabı” kelimesine linklemek yerine spor ayakkabı modelleri, spor ayakkabı fiyatları, spor ayakkabılar gibi farklı varyasyonlara da link vermeliyiz. Teknik tabirle holistik seo yani, bütünsel seo yapmalısınız.

6- Sabırlı Olun ve Aldanmayın

sabırlı olun

Eğer gerçekten büyük bir rakibinizle yarışıyorsanız, Seo’da rakiplerinizi geçebilmeniz uzun yıllar sürebilir. Buradaki büyüklükten kastımız sitenin otoritesi, reklam bütçesi ve marka değeridir. Siz rakibinizi geçseniz bile bu durum bir anda rakibinizin bütçesine, otoritesine sahip olduğunuz anlamına gelmez. Başardık algısı sizi asla yanıltmasın çünkü bu işin kazananı her an değişebilir.

Zaten çoğu rakibin doyuma ulaşması, oluşan yoğunluktan web sitesine eskisi kadar özen gösterememesi gibi sebeplerden dolayı yine düşüşler meydana gelecektir. Siz de aynı şekilde hareket ederseniz, bir gün rakibiniz ilk sıralarda, bir gün siz ilk sıralarda yer alırsınız.

Daha önce rakipleriniz, sizin için bir tehdit iken, seo sıralamasında milyon dolarlık rakiplerin üstünde veya arasında olmak size yeni fırsatlar doğuracaktır. Hem marka algısı olarak gelişme kaydedecek, hem de ürün veya hizmetlerinizi daha fazla potansiyel müşteri göreceği için satışlarınızı arttırmış olacaksınız.

Not : Başlıkta belirttiğim milyon dolarlık bütçeler (wikipedi verilerine göre)

Wix : 603,7 milyon USD (2018)

GoDaddy : 2,232 milyar USD (2017)

E-ticaret alanındaki örneklerse yakından tanıdığımız n11.com, gittigidiyor.com ve hepsiburada.com ‘dur.

Sizde bu sayfada paylaştığım stratejileri kendi işinizde, sektörünüzde optimize ederek kullanabilirsiniz. Bu dijital pazarlama süreçlerini yaşarken bir seo uzmanı tarafından profesyonel destek almak isterseniz bu linke tıklayıp seo teklifi isteyebilirsiniz.

Önceki İçerikKPI Nedir ? KPI Ne İşe Yarar ?
Sonraki İçerikGoogle ADS’te (Adwords) En Çok Yapılan Hatalar
2009’dan beri Kadirbakmaz.com’da yazıyorum. Kurucusu olduğum Polen Medya'da butik dijital pazarlama hizmetleri ve dönüşüm odaklı web hizmetleri sunuyoruz. Daha fazlası için Hakkımda sayfasını ziyaret edebilirsin.

3 YORUMLAR

  1. Sevgili Kadir kesinlikle kaliteli içerikler ve kaliteli görsel ve videolar da önemli. Özellikle okumaktan vazgeçip daha kolay olan izlemeye geçen bizim gibi geri toplumlarda algıyı güçlendirebilecek paylaşımlar yapmalıyız.

    • Evet, video içeriklerin önemi her geçen gün artıyor. Ancak toplum buna yönlenirken altında yatanları (kolay izlemeye geçme) analiz etmek lazım. Toplum nasıl yönlendirilirse, o tarafa eğilim gösteriyor. Yani video içerikler sürekli servis edildiği için mi tüketiliyor, yoksa tüketildiği için mi seviliyor ayrı bir içerik konusu.

      Yorumunuz için teşekkür ederim.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz