2008’li yıllarda öğrencilik hayatımda seo ile tanıştım. 2009 yılında ilk defa web sitemi oluşturduktan sonra seo ile bu tanışıklığımız uygulamalı olarak hayata geçti. 2010 yılından beri de sektörün yakın takipçisiyim. Bu yazıda bu süreç boyunca edindiğim deneyimleri, genel olarakta bu işlerde kişiler mi başarılı yoksa firmalar mı, bunların yanıtını vereceğim.
Bu yazımı okuyan senin, ne iş yaptığını bilmiyorum ancak sektörünü, rakiplerini az çok takip ettiğini düşünüyorum. Dolayısıyla hemen hemen her rakip hakkında üç-beş satır da olsa bir yorumun mutlaka vardır. Ben de tam olarak seninle bunu paylaşıyorum. Kendi alanımdaki bu süreçte kişiler veya firmalar nasıl başarılı oluyor? Başarılı olduğunu nereden anlıyoruz ?
Seo Dijital Pazarlamanın En Zor Kulvarlarından Birisidir
Dijital pazarlama kanallarından biri olan seo, en fazla emek isteyen, en zor başarı sağlanan sektörlerden birisidir. Bazen de en zorudur diyebiliriz. Şöyle bir durum ki olaylar tamamen bilinmezlik üzerinden ilerliyor. Seo nedir, nasıl yapılır gibi soruların cevapları 2020 yılında olmamıza rağmen google veya herhangi bir teknoloji şirketinin ağzından öğretilen, öğretilecek bir şey kesinlikle değil. Böyle bir şey de hiç duymadım. Olacağını da sanmıyorum. Google’ın yaptığı tek şey tweet atmak ve kısa bir ipuçu makalesi yayınlamak. Bunun dışında seo adı altında her şey deneyimlemek ve tecrübe etmeye dayanıyor. İşte şirketler ile bireyler arasındaki kırılımlar da burada başlıyor.
Bireyler(Şahıslar) Açısından Seo
Yazımın başında 2010 yılından beri sektörü mercek altına aldığımı, takip ettiğimi ifade etmiştim. Bir birey, şahıs olarak ilgilendiğim, öğrenmekten zevk aldığım bu alan bir süre sonra gelir kazandığım bir işe dönüştü ve iş buralara kadar geldi. Benim gibi bu işe hobi veya kendisi için kullanmak amacıyla öğrenen, sonra da ticari olarak bir kazanca dönüştüren birçok kişi var. İleriki zamanlarda da daha fazla kişi olacağından eminim. Benim gibi, sizin gibi 5-10 yılını ilgilendiği sektöre vermiş ve yakın markaj altına almış bireyler, edindikleri tecrübeleri gerçek anlamda faaliyete geçirmeye başladılar. Ektiğimizi, ektiklerimizi biçmeye başladık, hepsi bu.
Bireylerin Seo Alanında Parlamasının Nedenleri
Canım ülkemizde 2012’ye kadar seo alanında çok hareketli bir ortam olmadığını söyleyebiliriz. (2010 öncesini hatırlayan, kaleme alabilecek ustalar varsa bu yazıda beni mimleyebilir) 2012 öncesi tahmin edebileceğiniz mobil cihazlar bu kadar sık kullanılmıyordu. Her şeyin daha kolay olduğu bir Google’da, arama sonuçlarından üst sıralarda çıkmak elbette daha kolaydı. Gerek rakiplerin azlığı, gerek google yapay zekasının bu kadar ileri seviye olmayışı bu işleri daha kolay ve yapılabilir hale getirmişti. Bu zamanlarda bu işlerle ilgilenen kitlenin büyük çoğunluğu genelde yaş itibariyle öğrenciler, yeni mezunlar veya 30’u aşmayan insanlar olduğunu biliyoruz. Dolayısıyla o günlerin cep harçlığı verilen öğrencilerinden biri olan ben ve benim gibilerin sahneye çıkma şansı yoktu. Neredeyse sadece backlink ile dönen bir piyasanın olduğunu ve bunun için de paranızın olmadığını düşünürsek, konuşma sıramızın henüz gelmediğini söyleyebiliriz.
Bugün yine çoğu takipçisi gençler olan seo sektöründe gerek kaynakların fazla olması, gerekse de müşterilerin seo’nun ne olduğunu öğrenmesi, önemini anlaması bu süreçleri daha da hızlandırdı. Yani bir seo hizmetini eskisinden daha kolay satılabilir hale geldi. Hem internette arama yapan potansiyel müşteri sayısı, hem de seo ile başarı sağlayanların sayısı arttı. Kısacası patronlar bu işten para kazandı ve para kazandıran bir iş modeli olduğu anlaşıldığı için seo uzmanları istihdam edilmeye başlandı.
Bireylerin bu alanda parlamasına gelelim. Bilgisayar, bilişim sektöründe olup olmamasına bakmadan, başarılı olan kişilere baktığımızda bu işi önce kendi işleri için kullandığını sonra da bunu ticarileştirdiğini görüyoruz. Yani işin hem müşteri tarafında, hem de satıcı tarafındalar. İhtiyaçları ve beklentileri biliyorlar. Bireysel çalışan uzmanların, kısaca bireylerin başarısındaki farkta bu zaten; deneyimlemek.
Bireysel çalışan herkes, bu hayatın bir parçasında öğrendiği bir şeyi sonraki süreçlerde aktif olarak kullanmakta. Örneğin adım atmayı bebek yaşlarda öğrenip, deneyimledikten sonra adım atma eğitimini her seferinde almayız yada öğrendikten sonra düşmeyiz. Öğrendiğimiz bir şeyi belleğimize atar ve daha iyisini yapabilmek için beynimizi geliştiririz. Adımlarımızı iyi geliştirsek geç kaldığımız otobüse koşarak yetişebilir, çok iyi geliştirirsek olimpiyatlara bile katılabiliriz. Yani kısacası olimpiyatlardaki koşan bacaklar, deneyimlenmiş, koşmayı özümsemiş, adete o işi “gözü kapalı” yapanlardır. Tam da burada size şu soruyu sorayım: Olimpiyatlarda o bacaklarla koşan Hüseyin Bolt, veya güreş alanındaki gururlarımızdan Rıza Kayaalp’in kendi adından başka bir ismini, markasını duydunuz mu ?
Türkçe derslerinde yükleme sorduğumuz gibi şimdi soralım. Koştu, güreşti… İşin yapan kim? Hüseyin Bolt, Rıza Kayaalp, Kadir Bakmaz, Ahmet…. Şuan taşlar yerine oturdu sanırım.
Seo alanında da bireylerin ön plana çıkmasının sebebi de tam olarak bu. Adınız soyadınız varsa, bir markaya ihtiyacınız yok. “Biz insanı en güzel şekilde yarattık” diye buyrulan bir dine mensubuz. Ve insandan ötesi yok.
Tüzel İşletmeler (Şirketler) ve Seo İlişkisi
Yukarıda anlattığım gibi kendi alanında belirli bir konuma gelmiş biriyseniz sonraki seçenek Tüzel bir işletme açarak bu işi ticarileştirmeniz olacaktır. Eğer böyle bir vasfınız olmadan, sadece işin uzmanlarını istihdam ederek seo alanında ticari faaliyet gösteriyorsanız, cok ciddi risk alıyorsunuz demektir. Bu sadece seo için değil, diğer tüm alanlar için geçerli diyebiliriz.
Tüzel şirket demek, resmi olarak yaşayan ama fiziki olarak yaşayamayan bir işletmedir. Elbette ciddi bütçelerler ciddi işler yapılıyordur, olması gerekir burası ayrı bir konu fakat anlatmak istediğim konu şu: seo veya benzer alanlarda tüzel bir kişiliğin hafızası olmadığı için işleri bireysel bir kullanıcı kadar uzun süreçte ilerletebilmesi mümkün değil. Yöneticiler tüzel kişiliklerde söz sahibi, hafızası onlardır diyebilirsiniz ancak bu yöneticiler en başta anlattığım kalitede işin uzmanları değilse, şirket vizyonu ve bilgisi de onlar kadar olacaktır.
Bir dönem hepimizin bildiği devlet dairesindeki işler gibi “bugün git yarın gel” olayları, şirketlerde de Ahmet ile yapmadık Mehmet ile deneyelim şeklinde ilerliyor. Ki 2010’lu yıllarda seo uzmanı bulmak gerçekten zor bir konuydu. Çok bilinmeyen bir iş kolu olduğu için seonun ne olduğunu bilenler iş bulmakta zorlanıyor, seo yaptırmak isteyenlerse bu işi yapacak insanları, ajansları bulmakta zorluk çekiyordu. Halen daha bilgisayar teknik servislerin seo, web site işi yaptığını düşenen büyük bir kitle var var malesef. “Yazılım ve dijital iş kafası” ne yazıkki halen İstanbul’da bile oturmuş değil.
Şirketlerin, bireylere göre geri planda kalmasının sebebinin, bitmek bilmeyen sorunlar döngüsü içinde olması olduğu farkettim. Ayrıca bireysel uzmanların ekonomik yönden gelişme kaydetmesi ve bunu işini geliştirmek için bir kaynağa dönüştürmesi, şirketlerle kolayca baş edebilir hale getirdi.
Bu durum sadece seo sektöründe değil, gerçekten uzmanlık ve emek gerektiren her sektörde var. Bir kişi bazen onlarca, bazen milyonlarca kişiye bedel olabilir. Jeff Bezos’un serveti sizce dünyadaki kaç insanın servetine bedel? Bezos’un da içinde bulunduğu %1 lik zenginler, tam 7 milyar insanın servetinin 2 katına sahip. Şimdi sana tekrar soruyorum; Jeff Bezos’un, Bill Gates’in dünyanın en zengin insanları olduğuna inanıyorsun da, seo’da bireylerin şirketlerden daha başarılı olduğuna mı inanmıyorsun?
Tarihten, bizden bir örnekle Fatih Sultan Mehmet ile bitirelim. Çağ açıp, çağ kapatan, döneminin en büyük topunu yapan-yaptıran, gemileri karadan yürüten Fatih ile. Elbette topun demirlerini ocakta kendisi dövmedi, gemilerin halatlarını kendisi çekmedi. Ama tutupta kimse “ben Fatih olacağım” da demedi.
Seo veya her ne alanda olursanız olun Fatih olmaya, Sinan olmaya yada gemiyi çeken ismini bilmediğimiz Osman olmaya aday olanlara, görevi üstlenmek isteyenlere selam olsun.
İşletme sahibi bir seo uzmanı olarak, tüzel kişilikleriyle ve süslü ofisleriyle “ye kürküm ye” mottosuyla çalışan işletmeleri tercih etmek yerine, bilgisine ve deneyimlerine güvendiğiniz gerçek bir kişiliğe sahip uzmanlarla ve uzman ekiplerle çalışmanızı tavsiye ederim. Her ne kadar seo sektörü ve seo uzmanlığı mesleği kötüye kullanılsa da eskisi kadar zor, ulaşılmaz seçenekler değildir. Sadece doğru insanlarla yada doğru insanların yönetimindeki doğru şirketlerle çalışmak gerek.
Nasrettin Hoca’nın kürke çorba yedirmesi gibi siz de lüks ofis mobilyalarına, takım elbiselere, mini etekli iş kadınlarının eteklerine ve lüks araçlara çorba yedirmediğinizden emin olun. Dijital pazarlama kategorisinde yazdığım diğer yazıları da okuyarak, bilgi ve deneyimlerimden yararlanın.
Altı üstü dijital pazarlama, reklam, seo deyip geçmeyin. Facebook’un en büyük skandallarından biri olan “Cambridge Analytica” konusunu gözünüzün önüne getirin. Konuyu bilmiyorsanız mutlaka araştırın.
Dijital pazarlama ile nelerin, nasıl ve hangi amaçlarla yapıldığı öğrenmek için vakit ayırın. Bilmediğiniz bir sistemin içine düşerek tabiri caizse “yem” olmayın.
Elinize sağlık, bunca zamandır neden gözüme çarpmamışım da okumamışım diye düşündürdü.
Teşekkürler Oğuz hocam.